25. Şampiyonluk
25. Şampiyonluk.. Çok fazla hikayesi olan bu sezonu çifte kupa ile tamamladık. Yol üstünde kazalar hatalar yanlışlar yapıldı mı yapıldı ama sonuç olarak çifte kupa kazanmak tekrar Şampiyonlar Ligine "direkt" katılmak çok önemli..
Öncelikle emek veren herkesi tebrik etmek gerekir. Uzun, yokuşları olan zor bir sezon oldu. Zaman zaman düşüşler yaşadık sendeledik ama hiç yıkılmadık. Bu sezon diğer sezonlara oranla daha fazla fark ettiğim şeylerden biri Okan Buruk'un takım üzerindeki etkisi, futbolcuların ona sevgisi ve saygısı, Florya ve bundan sonrası için Kemerburgaz'daki muazzam "aile" ortamının oluşmasındaki payı.. Önceki 2 sezonda İcardi ve ailesinin yönetimini Mertens, Muslera, Mata, Davinson gibi büyük futbolcuları bir arada idare etmesini ve çatlak sesi çıkmamasını herkes anlattı ancak bu sezon Osimhen'in takıma katılması, sonrasında katılan Morata'nın yedek kalsa dahi problem yaratmayacak bir şekilde takımı idare etmek aslında çok önemli bir iletişim başarısıdır.
Öncelikle emek veren herkesi tebrik etmek gerekir. Uzun, yokuşları olan zor bir sezon oldu. Zaman zaman düşüşler yaşadık sendeledik ama hiç yıkılmadık. Bu sezon diğer sezonlara oranla daha fazla fark ettiğim şeylerden biri Okan Buruk'un takım üzerindeki etkisi, futbolcuların ona sevgisi ve saygısı, Florya ve bundan sonrası için Kemerburgaz'daki muazzam "aile" ortamının oluşmasındaki payı.. Önceki 2 sezonda İcardi ve ailesinin yönetimini Mertens, Muslera, Mata, Davinson gibi büyük futbolcuları bir arada idare etmesini ve çatlak sesi çıkmamasını herkes anlattı ancak bu sezon Osimhen'in takıma katılması, sonrasında katılan Morata'nın yedek kalsa dahi problem yaratmayacak bir şekilde takımı idare etmek aslında çok önemli bir iletişim başarısıdır.
Sezonun bir kaç kırılma noktası var.. Birincisi Osimhen'in takıma katılması. Türk Futbol tarihinin en önemli, değerli transferi bence. İnanılmaz bir oyuncu ve kimyamızda çok uyuştu. İkinci kırılma noktası ligdeki Kadıköy deplasmanında galip gelmekti.. Orada büyük bir avantaj elde ettik.. Son olarakda Ziraat Türkiye kupasında deplasmanda Fenerbahçe'yi, oyunu domine ederek yenmemizdi. O maç, takımın özgüveni açısından çok önemliydi ve oradan galibiyet ile çıkmak takımı özgüven anlamında kendine getirdi diyebilirim.
Aslında bu sezon benim için hüsrandı. Okan Buruk'dan en büyük beklentim Avrupada başarıydı. Eğer Avrupada iyi işler yaparsak zaten ligde de işler yolunda gider diye düşünüyorum. Galatasaray'ın rekabeti kesinlikle Avrupa seviyesine göre ayarlaması gerekiyor. Bu ligde 40 milyon euro bütçeli takım ile de şampiyon olunuyordu bu zamana kadar. Artık fark yaratılması gereken tek yer Süper Lig değil.. Sezon sonu ile birlikte hem Başkan Dursun Özbek'in açıklamaları hem de Okan Buruk'un avrupa serüvenini dert edinmesi, yeni sezon için hedefi şampiyonluğun yanında avrupada başarı olarak görmesi benim için çok değerli. Galatasaray'ın yeri her zaman Şampiyonlar Ligidir ve orada "kendimize göre" başarılı olmaktır. Hem başkanın hem de Okan Buruk'un bu bakış açıları gelecek sezon için beni yeniden heyecanlandırdı.
Avrupada sezonun finalini görünce aslında neleri yapabilecek seviyede olduğumuzu çok daha iyi anladık. Bu başarısızlık tabiki Okan Buruk'un sorumluluğundadır. Kiev maçının 3-1'den 3-3'e gelmemesi gerekirdi Malmö maçı son dakikada 2-2'ye gelmemeliydi. Özellikle ilk yarıda, takım enerjisini 90 dakikaya yaymayı başaramadık, gerektiğinde oyunu bitiremedik ve topu öldüremedik. Ancak 2. devreye girerken kış transfer döneminde taraftarın oyun görüşü ve baskısı sağolsun takıma Lemina'nın katılımıyla hücum kapasitesini düşürmeden çok daha oturaklı, savunmada güven veren bir oyunla sezon sonunu getirdik. Okan hoca eminim bu sezondan da önemli dersler çıkarmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder